MADENLERİMİZİ KİMLER İŞLETİYOR

SİZCE KİMİN İŞLETMESİ GEREKİYOR

Bu soruya yanıt vermesi gerekenler;

Öncelikle 'milliliği' ve 'milliyetçiliği' kimselere laik görmeyip, kendi tekellerine geçirenlerin vermesi gerekiyor...

Hatta bir-zahmet kafasını ellerinin arasına alıp şöyle düşünmesi gerekiyor;

"Bizim, beğenmediğimiz, manevi şahsiyetine hakaret ettiğimiz ve her fırsat elimize geçtiğinde heykellerini yerle-bir ettiğimiz şahıs, milli değerlerimizi en ön planda tutuyor.."

Ve madenlerimiz konusunda;

"...topraklarımızın altında el değememiş halde duran, maden hazinelerini az zamanda işleterek milletimizin yararlanmasına açık bulundurabilmek de ancak bir uygulamayla mümkün olabilir..." diyor...

Ve petrolümüz başta olmak üzere yeraltında yatan tüm maden zenginlimizi milli ekonomimize kazandırmak için 23 Haziran 1935 yılında Maden Teknik Araştırma Enstitüsünü kuruyor...

Ne zamanki o büyük lider aramızdan ayrılıyor;

Ülke yönetiminin başına 1950 yılında Amerikan sevdalıları geliyor...

Ne zamanki ülkemiz 1952 yılında NATO'ya dahil ediliyor..

Aynı yıl çıkarılan bir kanunla yabancı şirketlerin ülkemizde maden ve petrol aramasına izin veriliyor...

Ve bu ganimeti duyan 11 yabancı batılı şirket ülkemiz topraklarında maden arama ve petrol çıkarma ruhsatlarını alıyorlar...

1955 yılından sonra da fiilen petrol çıkarmaya başlıyorlar...

Sözünü ettiğimiz bu tarihlerde;

Ülkemizde petrol arayan 11 yabancı şirket var...

Bu şirketlerin arasında ise -nazar boncuğu gibi- sadece Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) var...

Ülke olarak hem konuksever ve hem de adaleti ve eşitliği çok sevdiğimiz için;

Her şirkete 8 kuyu açma yetkisi veriliyor...

Ve bu rakamı çarpanlarıyla düşünürsek;

11 Yabancı şirketin açtığı kuyu sayısı 88'i buluyor...

Bize ait T.P.A.O açtığı kuyu sayısı ise 8 kuyuda kalıyor...

İşin en ilginç ve düşündürücü yanı da şurası;

Kendi arama şirketimiz TPAO 9. kuyuyu açmak için izin istiyor...

Ne var ki kendi yöneticilerimiz 9. kuyunun açılmasına izin vermiyor...

Ve izin alamayınca da o günlerin yurtsever müdürü, ülke sorunlarına duyarlı olanlardan yardım istiyor...

O tarihlerde saklanan bir gerçekte;

Meğer ülkemizde petrol aramak için ruhsat alan yabancı şirketler, salt petrol çıkarmak için değil, var olan petrol kuyularını kapatmak için ruhsat almışlar...

Peki, niye böyle yapmışlar?

Meğer bizim ülkemizde 'petrol kuyularını' kapatmalarının nedeni;

Başka ülkelerde ürettikleri petrolü, bize Avrupa ülkelerinde sattıkları fiyattan yüzde 35 daha pahalıya satmakmış...

Eeeee?

E'si şu;

Bu gerçekleri dile getiren yurtseverler, devrimci gençler 'bozguncu ve vatan haini' olarak suçlanıyordu...

Derdest edilip kodese tıkılıyordu...

Ulusal değerlerine sahip çıkmak isteyen gençler ve öğrenciler;

"Vatandaş Yerli Petrol Kullan"

"Petrolünü Petrol Ofisten Al, Yabancı Petrole Hayır" diye bar-bar bağırıyorlardı...

Ve bu gençlere utanıp-sıkılmadan çamur atıyorlardı...

Ve o gençler ki, türkülerini bile şöyle söylüyorlardı;

"Madenimiz yabancılar işletmiş,

Yüzde altmış beşi Yanke'ye gitmiş,

Suçumuz bağımsız ülke istemekmiş,

Niye üzülelim, niye susalım...

Yurdu yabancıya biz satmadık ki,

Gençleri zindanlara biz atmadık ki,

Doğru söyledik yoldan sapmadık ki,

Niye üzülelim, niye susalım...

Ki, o günün gençleri;

Bağımsızlığa sevdalıydılar...

Ülkesinin tam bağımsız olmasından yanaydılar...

Emperyalist ülkelerin kapısında kul-köle olmaya karşıydılar...

Hatta bu konuda şöyle diyorlardı;

"Gençlik; Geri kalmış ülkelerin en uyanık gücüdür...

Emperyalizmi lanetleyen, haksızlıkların karşısına çıkan gerçeğin savunucusu, halkın savunucusudur...

Devrimci eylemlerin öncü kuvvetleridir...

Hiçbir menfaat bağı ile şartlandırılmamış olduklarından en objektif karar alma niteliğine sahip güçtür.' sözlerinin sahibiydiler...

Özetlersek;

Meğer perşembenin geleceği yetmiş küsur yıl öncesinin çarşambasından belliymiş...

Yani çıkarılan yasalarla yer-altı zenginliklerimizden;

Alın madenini dağı-taşı tahrip ederek yabancı bir şirket arıyor...

Gümüş ve bakır madeni başka bir yabancı şirkete ihale ediliyor...

Demir, çinko, petrol madenlerimiz sermaye babalarına peşkeş çekiyor...Vesaire, Vesaire...

Sloganlarımız millilik ve milliyetçilik üzerine ama;

Yer-altı ve yerüstü zenginliklerimizi bizler değerlendiremiyoruz...

Kendimiz üreterek, ekonomimize katkı sağlayamıyoruz...

Enimize-boyumuza bakmadan 'Ay'a' adam göndermekle övünüp, mangalda kül bırakmıyoruz...

Son sözler ve öneriler;

Her seçim dönenimde 'Gabar da petrol bulduk, tahminen rezervi şu kadar, bu kadar' diye müjdeli konuşmalar yapılacağına, bundan yıllar önce kapatılan petrol kuyularını faaliyete geçirin de görelim...

Yanlış mı düşünüyorum?

Yanlış mı söylüyorum?

Yanlış düşünüyor ve yanlış söylüyorsam;

Buyurun o zaman siz doğrusunu söyleyin...

425004118 3163275120472809 6852958788154605486 N