Bunun bir benzeri;

Cumhuriyet parkında yapılan bir düğüne gidiyorsun…

Arabanla geri dönüş yapmak için;

Terminalin karşısındaki viyadüğün altından geri dönüyorsun…

Anayola çıkarken de bir hayli tehlike geçiriyorsun…

Bir hakkı teslim etmek gerekirse;

Geçtiğimiz yıl faaliyete geçen belediye plaj tesisleri (bazı eksikleri hesaba katmazsak) ilimiz gayet güzel plaj ve plaj tesislerine sahip olmuş…

Örneğin, hem yazlık ve hem de kışlık hizmet veren tesisler;

Üç-dört tane ‘kafeterya’ tarzı salon en güzel şekilde tanzim edilmiş…

Karşı tarafında -acıkanlar için- beslenme tesisleri yapılmış…

Denize girecekler için soyunma kabinleri ve bay-bayan tuvaletleri…

Yetişkinlerin plaj voleybolu oynayacağı alanlar tanzim edilmiş..

Küçük çocukların eğlenebilmesi için alanlara oyun setleri yerleştirilmiş vs…vs…

Şimdilik her şey güzel…

Her şey mükemmel görünüyor…

Kafeterya tarzı girdiğiniz salonları;

Yetişkinlerden daha çok gençler dolduruyor…

Ve bu gençlerin çoğunun da üniversiteli olduğu her halinden belli oluyor…

Sözü uzatmayalım;

Gençlerin kimisi karşılıklı çaylarını yudumlayarak ciddi ciddi sohbet ediyor…

Kimisi adeta birbirleriyle yarışırcasına pür-dikkat cep telefonlarıyla oynuyor…

Bazı masa sohbetlerindeyse, şarkılar ve kahkahalar gırla gidiyor!

Ve bu cıvıl-cıvıl ötüşen gençliğini heyecan yüklü devinimini görünce insan şunu düşünmeden edemiyor;

Şimdi bu salonun duvarlarında kültürel panolarda asılı olsa…

Panoların üzerinde il ve ilçelerin tarihçesi yazılsa…

Salonun belli yerlerinde ve köşe başlarında bu ilin ünlü şahsiyetleri tanıtılsa…

Ve kimi gençler masalarında farklı muhabbetler yaparken;

Kimi gençlerde bu kültürel içerikli panoların üzerindeki sunumu yapılan bilgileri okuyup, bilmedikleri bilgilerin sahibi olsa fena mı olur?

Bu lüks ve fantastik öneri;

İl merkezindeki cumhuriyet parkı içinde geçerlidir…

Hatta diğer park ve bahçelerde de değerlendirilebilir…

Örneğin, Giresun kökenli tarihi şahsiyetlerden;

Parkın bir köşesine mermer bir plaka üzerine ‘Hasan Ali Yücel Köşesi’ yapıyorsunuz…

Hemen yan tarafına kemençenin ordinasyonu Piçoğlu Osman’ın panosunu dikiyorsun…

Bir köşesine Şebinkarahisar kökenli;

Aziz Nesin’in, Kemal Tahir’in, Ara Güler’in ve İdil Biret’in resmedilmiş biyografileri...

Başka bir köşede Türkiye’nin en büyük eleştirmenlerinden olan Fethi Kalpakçıoğlu vs…vs…

(ülke ve sınır ötesi ülkelerde ülkemizi temsil etmiş 90’a yakın ünlü şahsiyetlerimiz var, onun için bu kadar örnek yeter diye düşünüyorum.)

Ve konuyu şuraya evirmek istiyorum;

İl merkezinde bulanan cumhuriyet parkımız da sosyal ve kültürel gereksinimlerimizin birçoğunu karşılayan tesislerin bulunduğu bir alan…

Ancak ne var ki, bu tesislere özel arabasıyla gelenler;

Eğer Keşap ve Dereli istikametine geri dönecekse, 1 kilometre batıya doğru yol alıp, terminalin karşı tarafındaki viyadüğün altından dönmek zorundalar…

Buna benzer aynı uygulama ‘Belediye Plaj Tesisleri’ içinde geçerli…

Yani belediye plaj tesislerine gidenlerde geri dönmek istediklerinde;

Bulancak tarafına doğru 1,5 kilometre yol alacaklar…

Eriklimanı mahallesindeki döner kavşaktan yola çıkacaklar…

Bu konuda da yetkililere naçizane önerim şu;

Sohbet konusu yaptığımız Cumhuriyet Parkı ve Belediye Plaj Tesislerinin –batı yönünde- bitiş noktası olan yerlerin karşısına bir ‘döner kavşak’ yapılamaz mı?

Hatta biraz daha lüks ve pahalı proje öneriyorum;

Arabaların karşı tarafa geçmesi için bir ‘viyadük’ düşünülemez mi?

Hani;

Tesislerin içine ve yol kenarında park etmiş arabalar, bazen yola çıkarken çok tehlikeli durumlarla karşı-karşıya geliyorlar…

Tesislerden geri dönmek için 1,5 ve 2 kilometreye yakın yol alarak, azda olsa fazladan yakıt harcıyorlar vs…vs…

Bu nedenle öneriyorum yukarıdaki projeleri…

Üstelik bunu sadece ben değil, bu tesislere gidenlerde aynı şeyi söylüyor…

Özetlersek;

Bildiğim kadarıyla bu tesislerle belediye ilgileniyor…

Biraz önce söz ettiğim projelerle kim ilgileniyor onu bilmiyorum…

Ancak hangi yetkili birim ilgilenirse ilgilensin;

Toplumun rahatlığı ve ortak mutluluğu için bu işlerin yapılması o kadar da zor değildir diye düşünüyorum…

Ve sözü daha fazla uzatmadan, şimdi sizin bu konuda ne düşündüğünüzü merak ediyorum…

Buyurun şimdi söz sırası sizin…