KAŞIKLA VERİYORLAR

KEPÇEYLE ALIYORLAR

Sonra da kalkıp;

Sosyal adaletten dem vuruyorlar...

Kimseyi enflasyona ezdirmeyiz diyorlar...

Yani, bol-keseden atıp tutuyorlar... Vs...Vs...

Suyun başında oturan muktedirler;

Asgari ücretlinin ücretini azıcık yükseltiyorlar...

Çalışan memurun maaşına birazcık yükseltiyorlar...

Sürünen emeklinin ağzına bir parmak bal çalıyorlar...

Ve ardından da kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri alıyorlar...

Duydunuz mu bilmem...

Mutlaka duymuşsunuzdur ya...

Girdiğimiz yeni yıla zam müjdeleriyle girdik!...

Yani, kan-uykularımızdan yine zam haberleriyle dirildik..

Ne yalan söyleyeyim;

Ben 'yerel seçimlerin' yapılacağı mart ayına kadar -siyasi çıkarları gereği- hiçbir şeye 'zam' yapmazlar da, en azından mart ayına kadar birazcık nefes alırız sanmıştım ama...

Bu konuda yine yanılttılar...

İki-üç aylık hayallerimizi de çaldılar...

Yeni yıl hediyesi olarak yapılan 'zamlardan' birkaç örnek verecek olursak;

Motorlu taşıtlar vergisine yeniden zam yapmışlar...

Sürücü ehliyetlerinin harçlarını ikiye-üçe katlamışlar..

(İyi ki arabayı satmışım, ehliyetimi rafa kaldırmışım)

Pasaport masrafı ve harçlarına da bir hayli zam yapılmış...

Bırakın yurtdışına pasaportlu gezi yapmayı;

Pasaport işlemlerine yapılan zamlardan sonra el-yakarmış...

(Yurtdışına geziye gidemeyeceğim için beni ilgilendirmiyor)

Bir diğer zam furyası da;

Yap-İşlet-Devret modeli ile yapılan otoyol, tünel ve köprü geçişlerine zam yapmışlar...

İşte bu konu beni kapsamaz diyemiyorum...

Köprüden geçsem de, geçmesem de....

Geçmediğim otoyolların ve tünellerin adını bilmesem de...

Deli Dumrul'un;

Geçenden otuz akçe, geçmeyenden 9 akçe aldığı gibi...

Bu geçmediğim köprülere, otoyolu ve tünellere yapılan zamlardan bende hisseme düşeni ödüyorum...

Mezra da yaşayan da ödüyor, dağdaki çobanda...

Hani çok sevilen bir türkümüz vardır;

Köprüler yaptırdım gelip geçmeye

Çeşmeler yaptırdım suyun içmeye

(Karam içmeye) diye söylenen bir türkümüz vardır ya...

Muktedirlerimiz de köprüler yaptırmıştır;

Ancak, Deli Dumrul misali köprünün üzerinden geçenden de, geçmeyenden de zararı kapatmak için- para almıştır...

Almak zorundadır;

Çünkü, köprüleri, tünelleri ve otoyolları yaptırdığı müteahhitlere zarar ederse, hazineden karşılanacağına dair söz verilmiştir...

Eh, hazine de ortak kesemiz olduğuna göre...

Boğazımızdan kesip, dişimizden-tırnağımızdan artırıp, efendilerimizin zararını ödememiz gerekir...

Özetlersek...

Herkesin bildiği bir öyküyle özetleyelim;

Aydın pazarında uyanık bir köylü turp satıyor...

Büyük turpların kolay satılacağını düşünüyor;

Ve heybeden önce küçük turpları çıkarıyor...

Derken, bir müşteri yaklaşıyor;

"Bunlar küçük ve aynı zamanda buruşmuş" diyor...

Ve yürüyüp giderken, arkasından turp satan köylü sesleniyor;

"Hey, dur hemşerim dur...Turpun büyüğü heybede.." diyor...

Şimdi bunu 'zam' yapan muktedirlere evirecek olursak;

Bugünlerde yapılan zamlar aperatif tarzında ve tadımlık...

Yani, yapılan zamların en küçüğü...

Siz 'Yerel Seçimlerin' bittiği Mart ayından sonra görün;

Heybenin dibinden çıkacak turpların büyüğünü...

Artık ondan sonra;

"Köprüden geçti gelin" türküsünü mü söylersiniz?

Yoksa;

"Kendim ettim, kendim buldum" narası mı atarsınız?

Vallahi orasını ben bilemem...

Son söz;

Hadi kalın sağlıcakla...