İMAM; BENİ SİYASETE KARIŞTIRMAYIN DİYOR

CEMATİ İKTİDARIN MİTİNGİNE GÖTÜRMÜYOR

Eh sen misin götürmeyen…

Sen misin uluların sözünü dinlemeyen…

Sen misin muktedirlerin tekliflerini reddeden..

Sen misin “ben siyasilere biat etmem” diyen…

O zaman kusura bakma kardeşim;

Sen bu ayak işlerini gerçekten bilmiyorsun…

Ya da biliyor, bimmezlikten geliyorsun…

Ve durup dururkende başına iş açıyorsun…

Efendim kimden mi söz ediyoruz?

Kimden söz ettiğimizi hemen söyleyelim;

Söz ettiğimiz kişinin adı; Yusuf KILIÇ…

Yakın zamana kadar Buca’da imamlık yapıyor…

İktidar partisinin Buca ilçe başkanın teklifini kabul etmediği için;

Önce ‘kıdem durdurma cezası’ alıyor…

Sonra de İzmir’in dışına sürgün ediliyor…

Neden bu cezalara maruz kaldığını hemen özetleyelim;

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl milletvekilliği ve C.B. seçimi yapılmıştı…

Ve meydanları doldurmak için siyasi partiler birbiriyle yarışmıştı…

Yani her siyasi parti, ekonomik performansına göre mitinler yapmıştı…

Neyse...

Sözü uzatmayalım…

İktidarın Buca ilçe başkanı;

Aynı ilçede İmamlık yapan Yusuf Kılıç’tan cemaatin mitinge getirmsini istiyor…

Genç imam Yusfu Kılıç’ta;

“Bana böyle bir teklif yapmayın, ben devlet memuruyum” diyor…

Üstüne üstlük dinin siyasete karıştırılmasının yanlış ölduğunu söylüyor…

Ve kibarca ilçe başkanının teklifini reddediyor…

Sen misin reddeden;

Önce Buca Müftülüğü tarafından görevden atılmakla tehdit ediliyor…

Hızlarını alamıyorlar;

PKK’lı ve FETÖ’cü olmakla suçlanıyor…

Ve bunlarda yetmiyor;

Önce ‘kıdem durdurma’ cezası ve ardından da İzmir dışına sürgün ediliyor…

Ve bütün bunlardan sonra;

Bu genç ve tercübesiz imama –tavsiye mukabilinde- insanın şunları diyesi geliyor..

Sevgili genç imam, sen belli ki bu ülkede siyasetin nasıl yapıldığını bilmiyorsun…

Bilmeğin içindir de siyasi efendilerine hem biat etmiyor ve hem de dikleniyorsun…

Veya da ülkemizde siyaset nasıl yapılır? Bu konu üzerine hiç kitap okumuyorsun…

Bak, sevgili imam kardeşim;

Bu ülkede iktidar koltuğuna oturanlar, yıllardır dini siyasi malzeme konusu yapıyor…

Kur’anı, ezanı yaptığı siyasetin içinde kutsallaştırıyor…

Dini, imanı kimselere bırakmıyor…

Ve çıkarı için dini inançları her alanda pazarlayabiliyor…

Diyelim ki din-iman konusu yorgunluk getiriyor;

Yani çok konuşulursa dinleyenlerde bıkkınlık yaratıyor…

O zamanda kahramanlık duygularını şaha kaldırmak için;

Vatan, Millet, Sakarya ve Dumlupınar nutukları atılıyor…

Şehitlik ve gazilik üzerine vaaz veriliyor…

Ah, genç imam kardeşim ah!

Çok genç ve tercübesiz olmandan da anlaşılıyor ki;

Senin bu ayak oyunlarını öğrenmin için yedi fırın ekmek yemen lazım…

Veya da ne bilim ben;

Bu deveyi güdenler nasıl güdüyor?

Sırtı sıvazlananların nasıl davranırsa sırtı sıvazlanıyor?

Makam koltuklarını yükseltenler nasıl davranırsa makamını yükseliyor?

Bütün bunları genel kültür olarak bilmen lazım…

Hadi bunları bir tarafa bırakalım;

“Doğru konuşanı, dokuz köyden kovarlar” sözünüde mi duymadın sen birader?

Her neyse…

Özelyecek olursak;

Geçtiğimiz yıl, iktidar partisinin yaptığı mitinge cemaati yönlendirmediği için imam Yusuf Kılış hakkında soruşturma açılıyor…

Soruşturma sonucunda önce ‘Kıdem Durdurma’ ve ardından da İzmir dışına sürülüyor…

İşin en düşündürücü yanı da;

Üyesi olduğu Diyanet-Sen sendikası üyesine sahip çıkmıyor…

Ve bu konuda iyice yalnızlaşan İmam Yusuf Kılıç;

Televizyon ekranlarından sorunlarına hukuken bakılması için BARO başkanlıklarında avukat talep ediyor…

Son söz;

Kimselere biat etmiğin için seni yürekten kutluyorum cumhuriyet imamı Yusuf Kılıç…

Gün gelecek;

Sana bu onurlu davranışından dolayı ceza kesenlerin esamasi okunmayacak…

Ve senin bu davranışın unutulmadığı gibi, çoğu kişilere de örnek olacak..