Merhaba sevgili dostlar,

Merhaba değerli canlar,

İzninizle;

Ve öncelikle üst başlıkta ifade ettiğim 'yastık düşü' ifadesini kısaca açıklamak istiyorum...

Ve ondan sonra konuya girmeyi düşünüyorum...

'Gençken kurulan yastık düşleri' ifadesini şunun için kullandım...

Kız olsun, erkek olsun...

İster ilkokulda, ister lisede okusun...

Yatağa yatıp, başını yastığa koyunca -uyuyana kadar- ileriye dönük pembe düşler kurar...

Kız-erkek hiç fark etmez;

Kimileri platonik olarak tutkulu olduğu kişiyle eğer evlenirse nasıl güzel bir dünya kuracağına dair rengarenk düşler kurar...

Kimileri vardır;

İleride herhangi bir 'makama' gelirse, cümle-aleme nasıl hava atacağının, nasıl caka satacağının hayalleriyle yatıp-kalkar...

Kimileri de vardır ki;

Eğer ileride düşlediğim mesleği elde edebilirsem, bu topluma hiçbir nazlanma göstermeden, hava basmadan hizmet edeceğim diye 'yastık düşleri' kuranlar da var...

Örneğin;

Ben bu tür düşünenlerden birisini tanıyorum...

Ve şimdi bu arkadaşı sohbet konusu yapmak istiyorum...

Adı; Zekeriya Göçmez

Dereli-Bahçeli mahallesinden...

Mesleği; Opr. Dr. Ürolog...

Zekeriya Göçmez arkadaşım;

Benden yaşça küçük olmasına rağmen ortaokulda beraber okumuştuk...

Nedeniyse;

Ben daha önce Dereli de ortaokul olmadığı için 1962 yılında Giresun Erkek Sanat Enstitüsünde gitmiş ve sınıfta kalınca ara vermiştim...

İlçemize ortaokul açılınca, ben ileri yaşta yeniden ortaokula başlamıştım...

Her neyse...

Zekeriya Göçmez;

Okulumuzun en çalışkan öğrencisiydi...

Ortaokulu birinci sınıftan-son sınıfa kadar 'birinci' bitirdi..

Dereli de lise olmadığı için Giresun lisesine kayıt olup ve aynı başarıyı Giresun lisesinde de gösterdi...

Ve 1971 yılında liseden mezun olunca da;

Üniversite sınavlarını Türkiye sıralamasında 22. sırada kazandı...

Ve İstanbul- Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde (başarı sıralamasında) Robert Kolejli bir kızdan sonra 2. sırada kayıt yaptırdı...

Tıp Fakültesini 1977 yılında başarıyla bitirerek pratisyen doktor unvanını aldı...

1983-87 arasında uzmanlık için asistanlık yaptı...

1987 yılından sonra 'Uzman Doktor' olarak görev yapmaya başladı..

1987 yılından 1990 yılına kadar üç yıl Erzincan da görev yapan Zekeriya Göçmez;

1990 yılından, emekli olduğu 2021 yılına kadar Sakarya Devlet Hastanesinde görev yaptı...

Emekli olduktan sonra;

Alanında başarılı olduğunu bilen özel hastaneler ondan yararlanmak için rahat bırakmadı ve 2 yılda Sakarya da özel bir hastanede çalıştı..

Sonra?

Sonra da;

Şimdi de Giresun Kent Hastanesinde görev yapmaya başladı...

Ve "Neden Sakarya'da kurulu düzenini bozup, burada görev yapmak istedin?" diye sorunca da, bana gerekçesini "birazda kendi doğduğum il de hizmet yapmalıyım" diye açıkladı...

Hatta anılar tüneline girerek;

"Biz, yoksul bir ilçeden yola çıktık...

Senin de bildiğin gibi ilçemizde bir doktordan başka doktor yoktu...

Ve o doktorda koskoca bir ilçeye yetmiyordu...

Her yere yetişemediği içinde ilçede hastalananlar, Giresun Devlet Hastanesine gönderiliyordu....

Ve kaldı ki, Giresun Devlet Hastanesinde de her alanda yeteri kadar doktor yoktu...

İşte, taa o ortaokullu ve liseli yıllarımda çoğu kez 'doktor' olma düşlerini kurar ve doktor olursam, il ve ilçemde mesleğimi seve seve ve onun idealistlik ateşiyle yapmanın düşlerini kuruyordum." diyor...

Ve devamını şöyle özetliyor;

"Düşlerini böyle kuruyorsun kurmasına ama, hayatın gerçekleri her zaman düşlerle üst-üste örtüşmüyor...

Yani, sizin gençken kurduğunuz pembe ve ütopik düşlerden zaman zaman sizi uzak düşürüyor...

Tıpkı, emekli olana kadar beni uzak düşürüp, Sakarya ilimizde görev yaptığım gibi...

Koşullar gereği düşlerimden uzak kaldım ama;

Gecikmeli de olsa, gençlikte kurduğum düşlerime ihanet etmemek için Giresun Kent Hastanesinin teklifini kabul ettim" diyor, Opr. Dr. Ürolog Zekeriya göçmez...

Özetlersek;

Konumu ve mesleği hangi alanda olursa-olsun, yakinen tanıdığım arkadaşların başarılarını duyduğumda çok mutlu oluyorum...

Hoş kalın...

Hoşça kalalım....

Sağlık ve esenlik içinde olalım...

Görsel bilgi notu;

Sohbetini yaptığımız arkadaşım Zekeriya Göçmez ile Öğretmen Evinin Kamelyasın da sohbet ederken...