BUGÜN CUMARTESİ

KONU ARŞİV BİLGİSİ

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Bilenler biliyor da...

Bilmeyenler için söylersem;

Yıllar öncesinden not aldığım kısa arşiv bilgileri, defterlerimin sayfalarında saklı kalıp kaybolmasın diye -uzun süredir- Cumartesi günleri tarihi arşiv bilgileri paylaşmasını sürdürüyorum...

Bugünkü arşiv sohbetimizde de;

Dereli ilçe yerleşkesine ilk gelip yerleşenlerden tarihi bir şahsiyeti sohbet konusu edeceğim...

Ancak sohbete geçmeden önce izniniz olursa, bu yöreye gelenler nerelerden gelmiş?

Geliş nedenleri neymiş?

Çok kısa olmak koşuluyla;

Neden bu coğrafyaya göç etmeyi tercih etmiş? ona değineceğim...

Dereli ilçe coğrafyasına göç gelenler;

Yüzyıllar öncesi idari otoritenin uyguladığı inanç baskısından kaçıp gelenler...

Geniş otlaklara ve yaylaklara sahip coğrafyada 'hayvan yetiştiriciliği' yapmak için göç edip gelenler...

Kan davasından kurtulmak için kaçıp gelenler...Vs...Vs..

Bundan sekiz-dokuz yüzyıl önce bu bölgeye gelenler;

Konya yöresinden inançlarına baskı yapıldığı için kaçıp gelmişler...

Kahramanmaraş yöresinden kopup gelmişler...

Erzurum'dan, Gümüşhane'den, Beşikdüzü'nden, Tonya'dan kaçıp gelmişler...

Dereli coğrafyasının dağına-taşına, vadisine ormanlarına gelişigüzel yerleşmişler...

Şimdi bu ön bilgiyi verdikten sonra asıl sohbetimizin öznesine, yani tarihi şahsiyetin kim olduğunu anlatabiliriz...

Biraz önce de ifade ettiğim gibi, inançlarına yapılan baskıdan dolayı;

Yüzyıllar öncesi Konya-Karaman yöresinden uzun bir yolculuğa çıkarlar...

Gündüz güneşi, gece ayı-yıldızı kendilerine pusula yaparlar...

Adını bilmedikleri yörelerde yata-kalka, konaklaya konaklaya ve süreç içerisinde kayıp verseler de, Dereli coğrafyasının dağlarına gelip sığınırlar...

(Ve süreç içerisinde de, aynı coğrafyada farklı köylere dağılırlar)

Görselde fotoğrafını paylaştığım kişiyse;

Adı (soyadı kanunu çıkmadan önce) Mürsel Efendi olup, soyadı kanunundan sonda Mürsel Türker'dir...

Sohbetimizin öznesi olan Mürsel Türker;

Şu anda ilçe olan Dereli ilçesinin ilk yerleşenlerden biridir...

O günün ekonomik ölçeklerine göre mal-melal sabidir...

Yerleşke bir kervan yolu üzerinde kurulduğu için;

Yerleşkede kurulan ilk on evden birisi Mürsel Türker'e aittir...

Ve yerleşke bir kervan yolu üzeri olduğu için;

Sohbetini yaptığımız Mürsel Türker, yerleşkede ilk 'fırını' olan ve kervancılar başta olmak üzere, yöre insanının gündelik ihtiyacını sağlayacak ilk dükkana sahip olanlar arasındadır...

Paylaştığım birinci görselde de görüldüğü gibi;

Mürsel Türker, oğulları Kadir ve Muzaffer Türker'le birlikte (o günün koşullarında ve emsallerine göre) çocukları takım elbiseli bir şekilde fotoğraf çektiriyor...

Ve emsallerine göre durumları iyi olduğu için olmuş olacak ki;

Baba dahil, çocukların ayağında çarık görülmüyor...

Yine birinci görselde görüldüğü gibi;

Dereli ilçesinin ilk esnaflarından olan Mürsel Türker, dükkanının çatılarına Türk Bayrağı asmış olup, beyaz çember ve yazma sattığı görülüyor...

Özetlemeye geçmeden önce izninizle bu araya kısa bir not daha düşmek istiyorum, o da şu;

Eskiden Hanyanı, Nahiye gibi küçük yerleşkelerde esnaflık yapanlar sadece benzer ürünleri satmazlar, yörenin ihtiyacına yönelik çeşitli ürünleri birlikte satarlardı...

Örneğin, bir esnaf aynı dükkan içinde salt giyim-kuşam eşyaları satmaz, bunun yanında Bulgur, pirinç, peynir ve zeytinde satardı...

Örneğin;

Bir fırınca sadece ekmek satmaz, onun yanında helva, zeytin ve et kavurma gibi yiyeceklerin alışverişini de yapardı...

Her neyse geçelim...

Ve sohbetimizi daha fazla kafa şişirmeden özetleyelim...

Görselde fotoğrafını paylaştığım ev (o günün koşullarında) Konakta denilebilir...

1935-36 yıllarında yapılmış olup, Dereli Nahiyesinin ilk modern görünümlü ve mimari estetiği olan 'konak' diyebiliriz...

(Ne yazık ki bugün yerinde yeller esiyor)

Son sözü soru şeklinde söylemek istiyorum;

Acaba eskilerin estetik anlayışı günümüzden daha mı güzeldi?

Gelecek hafta bir başka arşiv sohbetinde buluşmak üzere;

Şimdilik kalın sağlık ve esenlikle...