Mademki bir özdeyişimiz;

"Yiğidin malı meydanda olur" diyor...

Ne kadar yiğidim onu bilemem ama...

Çok eski bir dosttan esinlenerek;

Bende varımı-yokumu açıklamak istiyorum...

Esin kaynağım olan değerli arkadaşım Hasan Midillioğlu, en kısa yoldan 'mal varlığını' şöyle açıklıyor;

"Kafamda bir beynim

Beynimin içinde aklım

Sol yanımda bir kalp

Kalbimin içinde ailem

Bedenimde ruh

Ruhumda ahlak." var diyor...

Bu özlü ve anlam derinliği çok zengin olan 'varlığın' açıklanması benimde ister-istemez 'varımı-yokumu' açıklamak zorunda bıraktı...

Ancak;

Benim değerli dostum gibi şiirsel dille ve kısa yoldan anlatma gibi bir yeteneğim olmadığı için, ben biraz uzun cümlelerle anlatacağım...

Örneğin, düşünce sistemi olarak var-olan zenginliklerim;

Sol göğsümün altında ırk, din, dil, mezhep ve cins ayrımı yapmayan bir kalbim VAR...

Bencilliği oldum-olası öteleyen ve kamusal zenginliği ve mutluluğu öne çıkarmak isteyen bir beynim VAR...

Yılların gerisinden referans alan ve yaşadığımız dünyayı tün insanlık adına güzelleştirmek adına yüzyıllar ötesini gören ve de görmek için kullandığım bir çift gözüm VAR...

Ülkemin 'Tam Bağımsızlığı' konusunda tedavisi mümkün olmayan müzminleşmiş bir hastalığım ve takıntım VAR...

Düşünce özgürlüğüne karşı sonlandıramadığım bir tutkum VAR...

Demokrasinin ve demokratik bir yaşamın pratiğine taşınması için omuzlarıma yüklediğim bir sorumluluğum VAR...

Tüm insanların kavgasız-gürültüsüz, kardeşçe ve eşit şartlar altında yaşamasını istediğim ve özlemini çektiğim bir hayal dünyam VAR...

Adalet kavramının tüm insanlık adına uygulanmasını isteyen bir yanım VAR...

Emperyalizme ve onun sömürü düzenine karşı büyük bir kinim ve öfkem VAR...

Emeğe, alın terine ve emekçiye karşı büyük saygım VAR...

Otoriter, totaliter ve faşizan baskılı yönetimlere karşı inatçı bir duruşum VAR...

Kimsenin terazisinden tartmadığım ve tartmak istemediğim;

Yurtseverliğim ve devrimciliğim VAR...

Atatürk'ün yaşadığımız çağa uygun düşen ilkelerine inancım ve büyük bir saygım VAR..

Bana yetecek ve beni mutlu edecek kadar sosyalist bir yanım VAR...

Diğer yandan;

Eşimle ikimizin toplamda 60 yılın karşılığında emekli ikramiyemizle aldığımız dört odalı eski bir dairemiz VAR...

İkisi kız birisi erkek iki çocuğumuz VAR...

Birisi 15, bir diğeri 9 yaşında olan iki torunumuz VAR...

Yazılı kaynak ve matbuat konusunda;

İrili-ufaklı 19 tanesi tiyatro oyunu olmak üzere 26 kitap yazdım ve bunların sadece 11 tanesi yayınlanan kitaplarım VAR...

Ve birde uzun yıllardır yazdığım 'Köşe Yazılarından' cilt haline getirdiğim 34 cilt 'köşe yazıları' ve 'belgesel' yazılarım VAR...

İleriye yönelik 'düş varlığı' olarak;

Muhannete muhtaç olmamak ve borçsuz-harçsız yaşamak için kurduğumuz pembe hayallerimiz VAR...

Torunlarımızın bizden daha iyi yaşaması için kurduğumuz renkli düşlerimiz VAR...

'Yoklar' konusuna gelince;

Atadan-dededen, babadan kalma 3 dönümlük fındık bahçemiz var, tapusu YOK...

2006 model özel bir otomobilimiz vardı, yakıt ve parça masrafına dayanamadığımız için sattık, şimdi o da YOK...

Bundan yirmi beş yıl önce ŞAKA Tiyatrosu isminde profesyonel statülü, ancak amatörce sanat yapan bir tiyatrom vardı, belli bir süre sonra kapatmak zorunda kaldım, şimdi o da YOK...

Makro düzeyde 'yoklar' konusundaysa;

Yandaş müteahhitlik konusunda uzaktan-yakından hiçbir ilişkim YOK...

Siyanürle altın madeni arayarak, doğayı ve toplumu rahatsız edecek şirketlerim YOK...

Yurtdışına transfer edecek kadar eur ve, dolar gibi dövizimde YOK...

'Yok' olması normal;

Çünkü siyaset erbabı kadar maaşım YOK...

Şimdilik yatmaya yerimiz varda, ancak mavi denizlerin üzerinde dolaşacak henüz bir 'Yatım' YOK...

Sütunları altın varaklı Köşküm ve Saraylarım YOK...

Yaz sıcaklarında sığınacak bir 'Yazlığım' YOK...

Efendime söyleyeyim;

Anahtarını kaybettiğimde üzerine şiir yazacak kalitede çelik-zırhlı, çağın en pahalı ve modern donanımlı özel bir arabam YOK...

Acil bir yere gitmeye kalksam;

Özel uçaklarım ve jetlerim YOK...

Benim güvenliğimi sağlayacak 'koruma ordum' YOK...

YOK oğlu YOK...

Özetlersek;

Şu sıralar, belediye başkanlığına aday olanlar...

Bu zamana kadar var-olan kazanımlarını ve mal varlıklarını açıklamaya çalışıyorlar...

Sureti-haktan görünerek;

Siyaseten müşterilerini çoğaltmaya çalışıyorlar...

Hatta sıkıştırıcı bir soru sorarsan;

"Bu mal varlığı bizim değil, Allah'ın" diyerek işin içinden sıyrılmak istiyorlar...

Son söz;

Açıkladıkları mal varlıklarının tamamını açıklıyorlar mı, açıklamıyorlar mı?

Doğru söylüyorlar mı, söylemiyorlar mı? orasını bilemeyiz...

İşte bu yüzdendir ki;

Bu ülkenin sade bir vatandaşı olarak, yukarıda bende kendime ait 'varlarımı' ve 'yoklarımı' açıklamayı bir vatandaşlık görevi saydım...

Ve elimden geldiği kadar dürüstçe açıklamaya çalıştım...

Kalın sağlıcakla...