Örneğin;

Giresun belediye başkanlığı koltuğuna oturtulsaydım...

Birbirinin benzeri ve ardılı olan;

Klasik belediye anlayışını ve uygulamalarını rafa kaldırırdım...

Ve koltuğuma oturur-oturmaz;

İlk iş olarak il merkezi sınırları içinde var-olan tarihi 'kalıtların' bir listesini çıkarırdım...

Ardından da bu tarihi 'kalıtların ve mekanların' tanıtımını yapacak, işlev kazandıracak bir müdürlük kurardım...

Örneğin saçmalık bu ya;

İl merkezinde bulunan tarihi Kale-Bayırının düzlüğüne -çok amaçlı-bin kişilik modern bir salon yapardım...

Yaptırırdım ki;

Varsın sivil örgütler, hazırladıkları tiyatro, konser gibi etkinliklerini yaz-kış bu salonda sunumunu yapsınlar...

Okullarımız hazırladıkları sanatsal ve kültürel etkinlikleri -trafik tehlikesinden uzak- bu salonda sunsunlar...

Kongresini yapacak teşkilatlar;

Yapacakları kongreleri -çevreyi rahatsız etmeden-gönül rahatlığı içinde Kale-Bayırının düzlüğündeki 'Salonda' yapıversinler...Vs...Vs...

Örneğin;

Ben, Giresun belediye başkanı olsaydım...

Doğu Karadeniz'in tek adası olan 'Aratias Adasını' en azından komşu illerinde gezip-göreceği ve yararlanacağı şekilde Ada'yı doğru-dürüst bir düzene sokardım...

Eğer ben belediye başkanı olsaydım;

Sokak ve kaldırım taşlarını söküp, yenisini yapmayı bir tarafa bırakırdım...

Kale-Ada ve Gedikkaya arasında -yöreyi seyir amaçlı-profesyonel tekniklere uygun 'Teleferik Sistemi' kurardım...

Hani, asla ve asla yapmazlar ya...

Giresun belediye başkanı ben olsaydım;

Askerlik Şubesinin arkasından başlayan ve Kalede Osman Ağanın anıt mezarının altında sonlanan tarihi 'gizli yolun' bürokratik ve yasal işlemlerini tamamlar ve yeraltındaki bu 'gizli yolun' odalarını, merdivenlerini ışıklandırır, gezgincilere ve turizme kapı aralardım...

Sahilden 'Kale Çıkışına' kadar ne kadar oda vardır bilmiyorum ama...

On basamak çıkıldığında bir oda olduğuna göre, tahminen en az 20 oda vardır diye düşünüyorum...

Ve gerekli düzenleme ve tanzim yapıldıktan sonrada;

Bu odaların işletmeciliğini Giresun'a özgü 'hediyelik eşya' satıcılarına kiralardım...

Belediye başkanı ben olsaydım;

Aksu Mahallesi, Sanayi Mahallesi, Tayyare Düzü mahallesine de en az 500 kişilik -çok amaçlı- Kültür ve Sanat Salonu yapardım...

Durun daha bitmedi...

Eğer belediye başkanı ben olsaydım...

Her mahallede -toplum çıkarlarına yönelik- projeler üretecek (mahallelinin seçip belirleyeceği) Komiteler kurardım...

Ve yapacağım hizmetleri onlarla birlikte yapardım...

Saçmalık bu ya...

Belediye başkanı eğer ben olsaydım;

Eğitimli, emekli ve kent kültürünü bilen insanlardan her mahallede (muhtarların öncülüğünde) köyden gelip, kent kültürüne uyum sağlamaları için 'eğitim verici' (gönüllülük esasına dayalı) Komiteler Kurardım...

Özetlersek;

Eğer ben Giresun belediye başkanı olsaydım...

Her şeyden önce kültürel yolculuğu öne çıkarırdım...

İlimin tanıtımı için tarihsel 'kalıtları' ve 'mirasları' hizmete sokardım...

Yani sohbetimizin giriş bölümünde de söylediğim gibi;

Birbirinin benzeri ve ardılı olan klasik belediye anlayışını (seçmen kaybetsem de) rafa kaldırırdım...

Son sözler;

Abuk-sabuk, saçma sapanda olsa...

Bugünkü sohbetimizi böyle kaleme aldım...

Kalın sağlıcakla...431584822 3188346141299040 7593243544130040048 N