Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Şu sıralar 'geçim' derdini bırakmış 'seçim' derdine düşmüş olabilirsiniz..
Ve bunun dışında gelişen olaylara 'bana ne' diyebilirsiniz...
Hatta ve hatta seçim karmaşasını fırsata dönüştürüp, eğitim sistemini iyice dinselleştirenler için "amaaan sende kala kala bana mı kaldı?" diye de düşünebilirsiniz...
Kim nasıl düşünürse düşünsün...
Ve kimsede kusura bakmasın...
Ben bugün dilimin döndüğü ve aklımın erdiği kadar bu konu üzerine kafa yoracağım...
Nasıl kafa yormayayım birader?
Bir zamanlar bende öğrenciydim...
Ve öğretmenlerimden laik, bilimsel eğitim adına çok şey öğrendim...
Derken bende öğretmen oldum;
Bende öğrencilerime çağdaş ve bilimsel eğitim adına bir şeyler öğrettim...
Ve bu yaşıma geldim;
Ben eğitim sistemini 'laiklikten' ve 'bilimsel eğitimden' böyle uzaklaştırma projesi görmedim...
Yahu yanılıyor muyum bilmem;
Eskiden okullar mümkün olduğu kadar mezarlıklardan, kahvehane ve içkili yerlerden uzak yerlerde olurdu...
Bizim zamanımızda da Din Dersleri verilirdi...
Ancak, seviyelerini aşmayacak tarzda verilir;
Korku ve ürkütücü uhrevi bilgilerden uzak tutulurdu...
Siz bu konuda nasıl düşünürsünüz onu bilemem...
Bana soracak olursanız; şu dört +dört+ dört formülü eğitim sistemimizi şu kısa süreç içerisinde iyice tanınmaz hale getirdi...
Nasıl getirmesin birader;
Milli Eğitim Bakanı yaptığı TBMM konuşmasında açık açık Cemaat ve Tarikat Örgütlerini 'Sivil Toplum Örgütleri' ilan ediyor...
Eğitim sistemini onlarla protokol yaparak yolculuk yaptığını açık açık söylüyor...
Ya, eğitim sendikaları?
Ya, birikim sahibi emekli eğitimciler?
Aaaa! onlarda neyin nesiymiş!?
Koskoca cemaatler ve tarikatlar dururken, onlarda kimmiş?
Peki, eğitim sistemi kimlerle programlanıyor veya programlanmalı?
Az önce de söylediğimiz gibi;
Ülkenin dört-bir yanına serilmiş cemaat ve tarikatlarla...
Başka?
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Spor Bakanlığının ÇEDES (Çevreme Duyarlı ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi kapsamında yol almaya çalışıyor eğitim sistemimiz...
Peki hangi eğitim etkinlikleriyle yol alıyor?
Basın yoluyla öğrendiklerimizi hemen söyleyelim;
-Okul öncesi Ana sınıfı seviyesinde de olsa topluca camiye namaz kıldırılmaya götürülüyor...
-Sınıf seviyesi biraz daha yüksekse cami temizlettiriliyor...
-Daha üst sınıflara mezarlık temizliği yaptırılıyor...
-Sınıfa 'Kabe Maketi' getirilerek küçücük çocuklara Kabe'nin etrafında dönme provası yaptırılıyor...
Ardından şeytan taşlattırılıyor...
-Küçücük öğrencilere -koyun maketi- sınıfa getirilerek ve eline bizzat bıçak verilerek 'kurban kesme' öğretiliyor...
Görselde de görüldüğü gibi;
Sınıfa 'mezar maketi' getirilerek ölen anneye 'sabır ve 'ağıt' yakma provası yaptırılıyor...
Bence annelere 'ağıt' yakma yerine veliler ve öğrenciler 'mezar maketinin' başına geçip 'EĞİTİM SİSTEMİNE AĞIT' başlığı altında şöyle ağıt yakmalılar;
İyi kötü laik bir eğitim sistemimiz vardı,
Azda olsa bilimsel bir eğitim yapılırdı...
Dinci ve kinci eğitimi kafasına koyanlar;
Laik ve bilimsel eğitimden uzaklaştılar...
Dört artı dört, dört artı dört iyi dediler,
Bütün okulları İmam-Hatip'e çevirdiler.
Eğer karşı çıkıp itiraz edenler olunca da;
Müslüman olmamakla değerlendirdiler...
Ah, eğitim sistemim ah, sana ne ettiler,
Laik eğitim sistemini hangi arada erittiler.
Bütün bunlardan sonra ne söylenir daha;
Söylense söylense laik eğiteme el-Fatiha..
