BUGÜN CUMARTESİ

KONU ARŞİV BİLGİSİ

Merhaba sevgili dostlar,

Merhaba değerli canlar,

Cumartesi günleri sürdürdüğümüz 'arşiv' sohbetlerine kaldığımız yerden devam ediyoruz...

Bugünkü sohbet konumuz;

Uzun yolları yakınlaştırmaya çalışan...

Hasret çekenleri birbirine kavuşturan...

Ve bir zamanlar;

Giresun-İstanbul arası uzun yolculuk yapanlar tarafından çok iyi tanınan bir 'yol kaptanının' bir 'direksiyon emekçisinin' sohbetini yapmak istiyorum sizlerle...

Bir başka ifadeyle;

Yılan-eğrisi yolları gide-gele ezberini yapan...

Taşıdığı insanlar koltuklarında mışıl mışıl uyurken;

O, uykuya hasret bir şekilde zifiri karanlıkları 'tünel' yaparak yol alan bu önemli şahsiyetin arşivini açmak istiyorum sizlere...

İzninizle önce kısa bir kimlik bilgisi vereyim;

Adı soyadı; Ayvaz AKDAŞ

1934 Dereli-Taşlıca doğumlu...

(Bugünkü tarihle 90 yaşında)

Dereli ilçesinin en eski ikinci kuşak şoförlerinden...

Şoförler Cemiyetinin kurucularından olup, ilk 'başkanlık' unvanına sahip bir kişi...

Şoförlük süreci iki aşamalıdır;

Birinci süreçte Dereli-Giresun arasıdır...

Birde ilkbahar ve yaz mevsiminde yaylalara yolcu taşımaktadır...

İkinci aşamada ise Giresun-İstanbul arası uzun yol 'kaptanlığı' yapmış olmasıdır...

Ve sohbetini yaptığımız Ayvaz Akdaş;

Muavinlik süreci bitip ve ehliyetini aldıktan sonra (ortaklıkta olsa) araba sahibi olan şoförler arasındadır...

İlerleyen yıllarda da müstakil olarak kendi arabasını almıştır...

Ve arabasının önüne de 'AYVAZ' yazdırmıştır....

(Görselde görüldüğü gibi)

Peki, Ayvaz'ı 'Ayvaz' yapan ve 'arşiv sohbeti' yapacak kadar öne çıkaran özelliği nedir?

Bu soruyu hemen yanıtlayalım...

Sohbetini yaptığımız Ayvaz AKDAŞ;

Biz yaşta ve bizim ardılımız olanların öğrencilik yıllarında öyle veya böyle mutlaka bir yardımı dokunmuştur diye düşünüyorum Ayvaz Akdaş'ın...

Öyle ki;

Ya, otobüsünde götürdüğü öğrenciden -parası yoksa- navlun ücreti almamıştır...

Ya, öğrenciye götürmek için emanet edilen yüklerde ücret almadan taşımıştır...

Hatta ve hatta parası olmayan öğrenciye onurunu kırmadan gizli bir şekilde cebine ufak bir harçlık sıkıştırmıştır...

Sohbetini yaptığımız yaşlı çınar, salt öğrencilere ve parası olmayan şahıslara mı yardım etmiştir?

Hayır...

Bilenler benden daha iyi bilir ve yardımını görenlerde inkar etmezler diye düşünüyorum;

Bir zamanlar Giresun-İstanbul arası uzun yol şoförlüğü yapan Ayvaz Akdaş, salt yolcu taşımıyordu...

Emanet taşıyıcılığı yaparak, adete bedava 'kuryelik' yapıyordu...

Yani;

Babası veya annesi gurbetteki oğluna-kızına yem-yiyecek, turşu filan mı göndermek istiyor?

Götürmesi için Ayvaz Akdaş'a rica ediyordu...

Veya da oğlu-kızı İstanbul'dan anasına-babasına hızlı bir şekilde elden para mı göndermek istiyor?

Gönül rahatlığı içerisinde Ayvaz Akdaş'a teslim edip, verilmesi gereken yere verilmesini istiyordu...

Yani daha açık bir ifadeyle;

Ayvaz Akdaş, Giresun-İstanbul arası salt yolcu taşımıyor, bunun yanında birde 'değerli emanetlerin' postacılığını yapıyordu...

Kim bilir, belki de Ayvaz Akdaş'ı 'AYVAZ' yapan kişisel özelliği buydu...

'Kişisel özellik' demişken;

Ayvaz Akdaş'ın birazcık da sosyal yaşam penceresine aralayalım...

Ve sosyal yaşamın içerisinde nasıl yer almış birde ona bakalım...

Sohbetini yaptığımız yaşlı çınar;

Her şeyden önce derin bir hoşgörüye sahip...

Yetişkinlere nasıl değer veriyorsa, küçüklere de aynı değeri veriyor...

Eğlenmesi gereken yerde eğleniyor, ibadet etmesi gereken yerde ibadet ediyor...

İşinden emekli olduktan sonra 'Hacca da' giden Ayvaz AKDAŞ;

İleri yaşına rağmen hala aşırı bir Giresunspor hastasıdır...

Eskiden olduğu gibi yakından takip edemese de, iyi bir Derelispor taraftarıdır...

(Geçmişte ekonomik olarak Derelspor'a büyükte katkı sağlamıştır.)

Dört erkek ve üç kız babası olan Ayvaz Akdaş'ın;

Şu an kaç torunu vardır bilmiyorum...

Ama yakinen çok iyi bildiğim bir şey var ki, o da şu;

Üzerinde 'Hacı' unvanı olan bu yaşlı çınar, çocuklarının ve torunlarının yaşam felsefelerine müdahale etmiyor...

Tam tersine onların yaşadığı çağa ve yaşam tarzlarına saygı duyuyor...

Örneğin;

İkinci görselde de görüldüğü gibi torunlarının gitarını eline alıp, tellerini tıngırdatarak şarkı söylemeye çalışıyor...

Kısacası, 90 yaşını geçse de onların yaşam felsefesini destekliyor...

Eh, şimdi siz olsanız;

Böylesine güzel bir felsefeye sahip şahsiyete 'arşiv dosyanızda' yer ayırmaz mısınız?

Son söz;

Dereli ilçesinin en eski şoförlerinden olan Ayvaz Akdaş, kışın çocuklarının yaşadığı İstanbul'da kalıyor...

İlkbahar güneşleriyle birlikte tekrar Dereli ilçesine dönüyor...

Sağlığı yerinde olan bu değerli büyüğümüze daha nice sağlıklı yıllar diyorum...

Ve bugünkü 'arşiv sohbetimizi de' burada bitiriyorum...

Bir başka arşiv sohbetinde buluşmak üzere;

Şimdilik kalın sağlık ve esenlik içinde...