ATATÜRK BUGÜN GİRESUNA GELECEK

'BİLGİ YURDUNU' DA ZİYARET EDECEK

Bugün; 19 Eylül

Bugünkü sohbetimizde;

1924 yılının 19 Eylül'ü ne gidiyoruz...

Bugün Trabzon'dan 'Hamidiye Gemisiyle' ilimizi ziyarete gelecek olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bekliyoruz...

99 yıl öncenin heyecanını tekrar yaşamak için;

İzninizle ben aradan çekiliyorum...

O gün yaşananların özet anlatımını Turgut Özakman'a bırakıyorum;

'Şehir bayraklarla donatılmış...

Gazi'nin kahvesini içip dinlenebilmesi için Mithat Paşa Oteli önceden ayarlanmış..

Otelin yollarına en renkli halılar serilerek donatılmış...

Gazi'yi sahilde karşılamak için;

Bir yanda davul-zurna, bir yanda kemençeler çalıyor...

Süslenmiş yüzlerce kayık biraz sonra gelecek olan 'kutsal konuğunu' bekliyor...

Saat; 09.30

Hamidiye gemisi dalgaları yara-yara sahile yaklaşıp duruyor...

Siyah başlıklı, beyaz gömlekli altı genç, süslenmiş büyük bir kayıkla gidip Hamidiye gemisine rampa ediyor;

Ve kutsal konuklarını alıp sahile çıkarıyor...

Mithat Paşa Otelinde kahvesini içip dinlendikten sonra;

Şehrin yönetsel erkleri ve ileri gelenleriyle Deppoy mevkiini çıkıyor...

Ve büyük bir kalabalık eşliğinde 'Gezi Caddesinden' aşağı (daha sonra bu caddenin adı 'Gazi Caddesi' olacak) Belediye Binasına gitmek için yürüyor...

(Bura da Turgut Özakman'dan sözü alıyor, tarihsel arşiv bilgilerine bırakıyorum)

Belediye binasına inmeden önce;

Atatürk'e 'hoş geldiniz' demek için 'Bilgi Yurdunun' gençleri çıkıyor...

Gençlerle tanıştırılıyor...

Gençler 'Gazi'yi' Derneklerinde kahve içmeye davet ediyor...

Bilgi Yurdu' sözü Mustafa Kemal Atatürk'ün çok hoşuna gidiyor...

Protokol zevatına dönerek "Önce Bilgi Yurduna gidelim" diyor...

Ve 'Bilgi Yurduna' gelince -daha önceden hazırlanmış olan-gençleri temsilen Dr. Necdet OTOMAN şu konuşmayı yapıyor;

"Hoş geldiniz Paşam...

Karadeniz'e çıktığınız günden beri gözlerimiz ufuklarda kaldı...

Enginlerin gökleri birleştirdiği yerde hep sizi aradık...

Doğru Dumlupınar'dan mı geliyorsunuz?

Senin irade ve kudretin altında ölen şehitleri ziyaret ettin mi?

İçlerinde bizim Yeşil Giresun'dan kimse var mıydı?

Onlara arzularının yerine geldiğini söyledin mi?

İstiklal Harbinde şehit olanlar yalnız düşmandan değil, saraydan da intikam aldılar...

Artık mukadderatımız Afrikalı bir dadının büyüttüğü cahil bir Han ve Sultan elinde değildir...

Cumhuriyet bir tahtsa biz gençler onun sehpasıyız...

Biz kırılmadıktan sonra o düşmeyecektir...

Ve üzerinde her zaman layık olan oturacaktır...

Türk tarihinde artık kimse tufeyli yaşayamaz...

Sizin büyük huzurunuzda bütün gençler yemin eder ki;

Vatanın aleyhine, milli hakimiyetin ve cumhuriyetin zararına hangi baş kalkarsa onu koparacağız...

Velev o baş vatanı ve milli hakimiyeti bize verenlerden biri olsun...

Ferdi saltanatın mezarı Büyük Millet Meclisi binasının altındadır..."

Bu tüyler ürpertici nutku dinleyen Gazi'nin gözleri yaşarır...

Ve gençlere yanıt olarak şu konuşmayı yapar;

"Ey Genç!...

Bütün memleketin gençliğine tercüman olan kıymetli sözlerinden son derece mutlu oldum...

Gerçeğin göstergesi olan Giresun gençliğini tebrik ederim...

Afyonkarahisar ve Dumlupınar'da sizin uşaklarda vardı...

Bundan dolayı rahat ve mutlu olabilirsiniz...

Memleket bu sözleri söyleyen gençlikle gurur duyacaktır...

Bu memleketin gençliği hakkımda çok büyük güler yüz gösterdi...

Bu kadar hak ettiğimi bilmiyordum..." der...

Bütün gençler hep bir ağızdan; "Hak ettiğiniz Paşam" derler...

Şimdi unutmadan bu araya şöyle bir not düşmek istiyorum;

Bugünkü teknolojik araç-gereç zenginliğinde yukarıdaki tarihi konuşma Belediye meydanındaki Atatürk Heykelinin hemen yan tarafına büyük bir 'Pano' üzerine yazdırılamaz mı Allah aşkına?

Belediyenin böyle bir gücü yoksa;

Belediye veya mülki-erkan bu işin sadece yasal prosedürünü yerine getirsin...

Gerisini bana devretsin...

Ben tövbe şart olsun en kısa zamanda bu işin üstesinden gelirim...

Tekrar konuya geri dönecek olursak;

19 Eylül 1924 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk Giresun ilini ziyaret ediyor...

Sabah saat 09.00'dan 13.30'a kadar Giresun'da kalıyor...

Ve bu saatten sonra da -tekrar deniz yoluyla- komşumuz Ordu'ya hareket ediyor...

Peki bu 'geziden' geriye anı olarak ne kalıyor?

Hem ilimiz ve hem de komşumuz Ordu ile birlikte söyleyecek olursak;

1944 yılında hizmete giren Şehir Stadının adı; Atatürk Stadyumu...

Daha sonra yapılan Kapalı Spor Salonunu adı: 19 Eylül Kapalı Spor Salonu oluyor...

Aynı gün komşumuz Ordu'yu da ziyaret ettiği için;

Onlarda stadyumlarının adını '19 Eylül Stadyumu' veriyor...

Son söz olarak;

İlimizi 99 yıl önce ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, o günün sıcaklığıyla tekrar HOŞ GELDİNİZ diyorum...

Ve konuyu güncelleyerek;

İçinde bulunduğumuz Cumhuriyetin 100. yılında bu kenti yöneten başta Belediye Başkanı ve Mülki Erkandan etniklik kapsamında;

Yukarıda sözünü ettiğim gençlerin okuduğu nutku Belediye Meydanında bulunan Atatürk Heykelinin yanına büyük bir panonun üzerine yazılmasını öneriyorum...

Hatta önermek ne haddime;

Eski bir eğitimci olarak rica ediyorum...

Atatürk sever bir cumhuriyet öğretmeni olarak;

Cumhuriyetin 100. yılında bu isteğimi yerine getirmeniz için adeta yalvarıyorum...

Ve ayrıca bu konuda;

Sayfa paydaşlarımın beni yalnız bırakmamalarını istiyorum...