BİZ NE YAŞADIK?

14 ve 28 Mayıs 2023 seçimleri hakkındaki değerlendirmemi eğmeden, bükmeden söylüyorum:

Millet İttifakı kaybetmiş, Cumhur İttifakı kazanmıştır.

Millet İttifakı’nı destekleyenleri ağır bir şekilde yaralayan bu gerçeği kabul etmez ve çare aramazsak korkarım ki kaybetmeye devam ederiz.

Ağır bir sorun (bu yazıda seçim kaybı örneklenecektir) yaşayan insanlar sırasıyla şu beş evreyi yaşarlar:

  1. İnkâr: Bu sonuçlar doğru olamaz, kesin bir hile var bu işte, aslında biz kazanmıştık, oylarımız çalınmıştır…
  2. Öfke: Niye biz kaybettik ki, aslında kötü yöneten onlardı, halk bunu anlamadı, liderimizin yaptıkları da hiç doğru değildi…
  3. Pazarlık: Aslında biz iyi insanlarız, çok çalıştık, seçimi kaybetsek bile oylarımızı yükselttik, hiç bu kadar yüksek oy alan lider olmamıştı, koşullar değişirse şansımız olabilir…
  4. Depresyon: Ne yapsak olmuyor, bir daha çalışmalara katılmayacağım, hatta sandığa bile gitmeyeceğim…
  5. Kabullenme ve çare arama: Evet bu seçimi kaybettik, hatalı işler yapmışız, şimdi yaptıklarımızı ve yapmadıklarımızı masaya yatırıp değerlendirelim; kongreler sürecini başlatıp yenilenelim, güç kazanalım ve mücadeleye kaldığımız yerden devam edelim.

İlk dört evrede ne kadar uzun kalınırsa hasarın ağırlığı o kadar artar. Bu evreleri hızlıca aşıp 5. Evreye gelmek gerekir.

Devlet imkânlarının Erdoğan’ın kampanyası için kullanıldığı, sahte videolar kullanılarak halka muhalefet hakkında yalan söylendiği, basın/yayın organları aracılığıyla muhalefete karşı yaygın bir iftira kampanyası yapıldığı doğrudur ve ispatlanmıştır. Bunların hiçbiri ahlaki değerlerimizle örtüşmez. Ancak seçimi kaybetmemizin nedeni sadece bunlar değildir.

Bundan sonraki adımları daha güçlü atabilmek için sağlıklı bir özeleştiri mekanizması geliştirmek şarttır. Millet İttifakı bileşenleri içinde liderlik rolü üstlenen CHP’nin bu bağlamda masaya yatırması ve değerlendirmesi gereken konular vardır. Ancak bunu masada olan/olmayan tüm muhalif partilerin kendi ilke ve başlıkları doğrultusunda yapmaları gerekmektedir.

Konuya CHP özelinde bakacak olursak aşağıdaki soruların yanıtlarını bulmak, partimizin iktidar stratejisini daha doğru belirlemesi anlamına gelecektir.

  1. CHP öz gücüyle oylarını artırabildi mi?
  2. Seçime CHP ile birlikte girilen partilere 38 milletvekilliği verilmesi seçmen tarafından nasıl yorumlandı?
  3. CHP’nin temel ilkeleriyle ağır sorunları olan kişilerin, ittifak partilerinin önerileriyle CHP listelerinden milletvekili seçimlerine girmeleri ve seçilmeleri CHP tabanını küstürdü mü?
  4. Depremzedelere bedelsiz ev verileceği, kredi kartı borçlarından faizin silineceği ve borcun 36 ay taksitlendirileceği, emeklilere kurban bayramında 15 bin TL para yatırılacağı gibi doğrudan sosyal devletin inşasına yönelik vaatlerimiz seçmende neden yeterince karşılık bulmadı?
  5. Kemal Kılıçdaroğlu’nun vaatleri örgütlerimiz ve üyelerimiz tarafından seçmenlere yeterince anlatılabildi mi?
  6. Milletvekili adaylarının tamamının atama ile belirlenmiş olması, parti içi demokrasiyi önemseyen CHP tabanı tarafından tepkiyle karşılandı mı? Bu durumun saha çalışmalarına etkisi oldu mu?
  7. CHP Tabanının daha önce verdiği mesajlardan ders çıkararak, parti yönetimlerimiz öncelikle kendi evlatlarına yeterince sahip çıktı mı?
  8. Sokak Örgütlenmesi Projesi (Öbek Çalışması) kapsamında yeterince ev ziyareti yapılıp, seçmenle gönül bağı kurulup güvenleri kazanıldı mı?
  9. İkinci turda keskin milliyetçi söylemler işe yaradı mı?
  10. Sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri (özgürlük, eşitlik, adalet, dayanışma) Atatürk’ün bakış açısıyla özümsendi mi?

Masaya yatırılması gereken konular elbette çok daha fazladır.

“Halk bizi anlamadı” diyenler halen ders almamış demektir. Başarısızlığın sorumlusu olarak sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nu görenler ise işin kolayına kaçıyor demektir. Bu başarısızlıkta Millet İttifakı bileşenlerinin ve destekçilerinin yani hepimizin kusuru vardır.

Her şeye rağmen, yurt içi ve yurt dışında sandıklara koşarak demokratik haklarını kullanan seçmenlere; sandıklarda, okullarda, il/ilçe seçim kurullarında ve YSK’de görev yapan arkadaşlarımıza, gözlemcilere (müşahit) yürekten teşekkür ediyorum. Seçimde görev yapan kişilere eğitim veren ve fedakârca çalışarak umudumuzu diri tutan Parti Okulu eğitmenlerinin emekleri karşısında saygıyla eğiliyorum.

Yarınki yazımda yukarıda sorduğum sorulara kendi penceremden yanıt vermeye ve çözüm odaklı düşünmeye çalışacağım.