Özellikle gübre fiyatlarındaki yüksek artışa ve çiftçilerin karşılaştığı ekonomik zorluklara değinen Aydın, yıllık periyodik değerlendirmelere göre gübre kullanımında ciddi bir düşüş yaşandığını ve bunun ana sebebinin yüksek fiyatlar olduğunu belirtti. Azotlu gübre döneminin başladığını ve ton fiyatının 11-12 bin lira arasında değiştiğini ifade etti.

Üreticiler Gübre Atamıyor

Çiftçilerin sadece gübre maliyetleriyle değil, aynı zamanda işçilik ve diğer giderlerle de mücadele ettiğini vurgulayan Aydın, bu durumun üretimi olumsuz etkilediğini söyledi. Ayrıca, devlet desteklerinin yetersiz kaldığını ve çiftçilerin bu desteklerle yalnızca sınırlı miktarda gübre alabildiğini dile getirdi. Aydın, "Şimdi malum, komple gübre dönemi bitti. Bizim de iktisadi işletmemiz var; biz de gübre satıyoruz" dedi.

"Yıllara göre periyodik olarak baktığımızda, gübre atışında ciddi anlamda bir düşüş var. Bunun sebebi, dolayısıyla, fiyatların yüksek olması. Bugün baktığımızda bir kompoze gübrenin ortalama fiyatı 17-18 lira bandında. Şimdi azotlu gübre zamanı geldi. Bunun ton fiyatı da 11-12 bin lira. Şimdi vatandaş, en az 2-3 ton gübre atacak. 20-30 bin lira para veriyor. Bunun yanında bir sürü işçilik var, ekstra işçilik var. Sadece bir gübre alanında değil ki çiftçinin giderleri. Dolayısıyla gübre atamıyor. Onun yanı sıra yaprak gübreleri en kötüsü 200 lira, 300 lira," diye konuştu.

Bir çiftçi 2-3 tane yaprak gübresi alırken, bunun yanında fındık, külleme ilacı, kokarca ilacı gibi ürünleri de almak zorunda. Bir tane 400 litrelik tankın tek sefer dolum maliyeti nereden baksan 1500 TL. Vatandaş zorlanıyor," dedi.


Gübre Fiyatlarında Ordu ve Giresun'a Pozitif Ayrımcılık Yapılmalı

Fındığın Başkenti Giresun’da Salep Hasadı yapıldı! Fındığın Başkenti Giresun’da Salep Hasadı yapıldı!

Başkan Aydın, özellikle fındık üreticileri gibi bazı gruplara pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini öne sürdü. Tarım Bakanlığı ve ilgili kurumların bu konuda daha etkin çalışmalar yapması gerektiğini belirtti. Çiftçilere yönelik daha yüksek desteklerin sağlanması gerektiğini savunan Aydın, mevcut durumda çiftçilerin üretim yapma kapasitesinin ciddi şekilde sınırlı olduğunu vurguladı. "Gübre fiyatlarında Ordu’ya, Giresun’a, fındık üreticisine pozitif bir ayrımcılık yapılması gerekiyor. Burada artık nasıl bir indirime giderler? Sezonun da sonu geliyor. Özellikle azotlu gübre son 15-20 gün içinde atılması gerekiyor. Bu arada artık Tarım Bakanlığı'nda veya farklı kurumlarda paydaşlar bununla ilgili bir çalışma yapmalı," şeklinde konuştu.

Alan Bazlı Destek Artırılmalı

Ulubey Ziraat Odası olarak çiftçilere destek olmaya çalıştıklarını belirten Aydın, satış mağazalarında ürünleri piyasa değerinin altında sattıklarını ancak bu çabanın yetersiz kaldığını ifade etti. Çiftçilerin mazot, gübre ve diğer girdi fiyatlarındaki artışlarla mücadele etmek zorunda kaldığını söyleyen Aydın, bu durumun ülke tarımını olumsuz yönde etkilediğini belirtti.

Devlet desteklerinin artırılmasının, çiftçilerin üretim kapasitesini artıracağını ve bu sayede ülkenin tarım sektörünün güçleneceğini dile getirdi. "Kendi satış mağazalarımızda belli bir kıyasa değerinin altında ürün satıyoruz zaten ama bu yeterli olmuyor. Çünkü yeterli olmamasının sebebi hepsi ziraat odalarına kayıtlı değil. Veya ekip araziler var, destek alamıyorlar. Alan bazlı gelir desteğinin 800 TL olması gerekiyor ki vatandaşımız buradan yararlanabilsin. 800 lira olsa, 10 dönüm yerden 8 bin lira alır yine bir ton gübre alamıyor. Yine bir ton gübre alamıyor. Ama en azından kötülüğün iyisi diyelim, böyle 800 lira 1000 lira rakamlarına çıkarsa vatandaş bir nefes alır.

Bugün mazotun litre fiyatı 45 TL civarında. Ortalama 45 TL civarında. Siz verdiğiniz mazot orası yani 2 litre mazot almıyor vatandaşa dönüm başı. Burada ciddi bir tutarsızlık var. Vatandaşın en büyük sıkıntısı zaten bu. Dünyanın neresinde olursa olsun, devlet desteği olmayan çiftçilerimiz maalesef üretimden geri kalıyor. Üretme şansı da yok. Yerli maliyetler artmış, doğum fiyatları artmış, işte gübre fiyatı artmış, yaprak gübresi artmış, mazot artmış, işçilik maliyeti artmış. E vatandaşa biz üretiyoruz. E nasıl üretecek vatandaş? Alıp da üretme şansı yok ki.

Dünyanın neresinde olursa olsun, çiftçinin kalkınmadığı yerde, çiftçinin üretmediği yerde ülkeler batmak zorunda. Bize diyoruz ki, tarım ayağa kalkmazsa ülke kaybolur. Maalesef aç kalmaya doğru gidiyoruz. Yani ülke olarak gidiyoruz," ifadelerini kullandı.