Cumhuriyetin yeniliklerini benimseyen;
Aydınlığa kanat açan aydın bir din adamıydı...
Karanlığı seven yarasalara karşı çıktığı için;
Kısa sürede yobazların düşmanlığını kazandı...
Merhaba sevgili dostlar,
Merhaba değerli canlar,
Bugünkü arşiv sohbetimizde;
Sizlere çok değerli iki şahsiyetten söz edeceğim...
Bu her iki şahsiyetin ortak yanı;
İkisinin de Atatürk'ün ilkelerine ve cumhuriyetin getirdiği yeniliklere bağlı olmaları...
Anlatacağım bu tarihi şahsiyetten birisi, aydın bir din adamı...
Bir diğeri ise, Dereli Nahiyesinde (daha sonra ilçe oluyor) sağladığı asayişle geride 'ayak izleri' bırakan bir Karakol Komutanı...
Yaş ve kıdem sırasını göre;
Önce aydın bir din adamı olan 'Kurtulmuş İmamını' sizlere kısaca tanıtmak istiyorum...
Osmanlı kayıtlarına göre asıl adı;
Ahmet Recep Ziyaeddin Efendi...
Cumhuriyet döneminde soyadı kanunu çıkarılacak;
Ve -her şeyi güzel bildiği için- Atatürk'ün de tavsiyesiyle soyadı 'GÜZELBİLEN' olacak...
Uzatmayalım;
Nam-ı diğer 'Kurtulmuş İmamı' 1886 yılında Dereli-Kurtulmuş köyünde doğuyor...
Medrese ve dini eğitimini Mısır'da yapıyor...
Askerlik dönemi ve savaş yılları kapıyı çalınca da;
Trablusgarp Savaşında, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Tabur İmamı' oluyor....
Ve bu kara günlerde birbirlerini çok sevmiş ve birbirlerine çok güven vermiş olacaklar ki; 'Kurtuluş Savaşı' ön günlerinde ve Cumhuriyetin öne çıkardığı 'yeniliklerde' ve 'devrimlerde' bir kez daha kesişiyor...
Örneğin;
1920 yılında TBMM kurulurken 'Kurtulmuş İmamı' gönülden bağlı olduğu komutanı Mustafa Kemal Atatürk'ü yalnız bırakmıyor...
Ve 'kurucu mecliste' delege olarak bulunuyor...
Takvim yaprakları 'İzmir İktisat Kongresinin' yapıldığı tarihi gösteriyor;
Mustafa Kemal, bir zamanlar 'Tabur İmamı' olan 'Kurtulmuş İmamını' unutmuyor...
Ve 'Çiftçi Temsilcisi' olarak İzmir İktisat Kongresine katılmasını istiyor...
Yapılan bu tarihi kongrede;
Ahmet Recep Ziyaeddin Efendi (nam-ı diğer) 'Kurtulmuş İmamı' sözlü bir önerge yaparak 'Aşar Vergisinin' kaldırılmasını istiyor...
Ve zabıtlara geçen bu önerinin ışığında üç yıl sonra 'Aşar Vergisi' kaldırılıyor...
Ve cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte;
Çağa ayak uyduracak 'devrimler' ve reformlar yapılmaya başlanıyor...
Ancak yapılan bu 'yeniliklere' herkes ayak uyduramıyor...
Kimileri 'gavur icadı' kimileri 'günah' sayıyor...
Liderine güvenenler seviniyor, kuşkulananlar 'düşman' kesiliyor...
Sohbetini yaptığımız Kurtulmuş İmamı;
Bir zamanlar 'komutanı' olan Mustafa Kemal'in yaptığı tüm devrim ve yeniliklere inananlardan...
Hatta yaşadığı Aksu Vadisinde en ateşli savunucularından...
Örneğin 'Harf İnkılabının' ateşli bir savunucusu olduğu içindir ki;
Arap harfleriyle 'muska' yazan 'cincilik' yapan Hocaları karşısına almıştır...
Ve kısa bir zaman diliminde 'gerici ve yobaz' takımından bir sürü düşman kazanmıştır...
Ve bu 'aydın din adamından' bir an önce kurtulmak için;
Kurtulmuş Köyünün hemen karşı komşusu olan Güdül Köyünden ve Aladanoğullarından 'İdamlık Ahmet' isimli şahıs 'Kurtulmuş İmanını' ortadan kaldırmak için kiralanmıştır...
Yıl; 1943
Günlerden Perşembe...
Dereli Nahiyesinin alışveriş gününde;
Kurtulmuş İmamı, alışverişini yapmış ve katırının üzerine binmiş bir vaziyette evine dönüyor...
Ve tam 'Kuşluhan Kalesinin' altından geçerken;
Kendisini vuracak olan 'İdamlık Ahmet'in' kurduğu pusuya düşüyor...
Belki de ilk kez 'Cumhuriyete ve Atatürk'e sevdalı' aydın bir din adamı pusuya düşürülerek öldürülüyor...
Ve aradan çok zaman geçmeden;
Kurtulmuş İmamını vuran 'İdamlık Ahmet' tutuklanıp içeri tıkılıyor...
Ancak, iki yıl sonra -bir yolunu bulup- cezaevinden kaçıyor...
Ve kaçış, o kaçış; kayıplara karışıyor...
Şimdi sıra geldi ikinci tarihi şahsiyetin tanıtımına;
Adı; Şahin AKALTUN
Nam-ı Diğer; Şahin Onbaşı...
1905 yılında Artvin'in Şavşat ilçesinde doğuyor...
Askeri eğitimini aldıktan sonra Cumhuriyet ordusuna katılıyor...
Ve 'İdamlık Ahmet'in' cezaevinden kaçtığı yıl olan 1945 tarihinde Dereli Nahiye Karakoluna 'Onbaşı' olarak tayin ediliyor...
Ve Dereli Nahiyesinde göreve başlan başlamaz;
İlk işi 'Kurtulmuş İmamını' vurup ve iki yıl yattıktan sonra cezaevinden kaçan 'İdamlık Ahmet'in' peşine düşmek oluyor...
Şahin Onbaşının da damarlarında da 'Atatürk Sevdası' dolaştığı için, Cumhuriyetin 'aydın' bir 'din adamını' öldüren katili bir an önce yakalayıp 'deliğe tıkmak' için Şahin Onbaşının gözlerine uyku girmiyor....
Kısacası;
Şahin Onbaşı, bir yandan Nahiye merkezi ve genelinde asayişi berkemal ediyor...
Bir yandan da ödün vermez disipliniyle 'Kurtulmuş İmanının' katili 'İdamlık Ahmet'i yakalamak için dağ-bayır dolaşıp geziyor...
Bu kovalamaca (yaklaşık) on yıl sürüyor;
Ve Şahin Onbaşı 'Kurtulmuş İmamının' katili 'İdamlık Ahmet'i bir türlü yakalayamıyor...
Yakalayamıyor;
Çünkü bir türlü yakalanmayan 'İdamlık Ahmet' Bulancak İlçesinin Ezeltere muhitlerinde saklanarak yaşıyor...
Ve o yörede de birkaç köz jandarma sarıp sıkıştırsa da;
İdamlık Ahmet bir yolunu bulup, sargıdan kurtulup yeniden kaçıyor..
Ve jandarmanın bir türlü yakalayamadığı 'idamlık Ahmet'i' tıpkı onun 'Kurtulmuş İmamına' kurduğu pusu gibi Bulancak Tepeköy korucusu 'Sarı Süleyman' tarafından pusu kurulup vuruluyor...
Aradan belli zaman geçtikten sonrada;
İdamlık Ahmet'in, Tepeköy mıntıkasında bulunan mezarı, yakını ve yeğeni olan Akın Gürses tarafından 1978 yılında Dereli'nin Güdül Köyüne getirilerek yeni bir mezar tanzim ediliyor...
Gelecek hafta bir başka arşiv sohbetinde buluşmak üzere;
Şimdilik, hoşça ve esenlik içinde kalınız...
Tekrar görüşmek üzere...
Not;
Kurtulmuş İmamıyla ilgili yazılı kaynak Tarihçi Cemal Kutay...
İdamlık Ahmet ile ilgili sözel bilgiler Akın Gürses...