Islak caddeyi en iyi gören, lakin insanlara en uzak masaya oturdumdu.

Bu arada, ''lakin'' sözcüğünü hayatımda ilk kez kullanmış bulundum, dur bakalım başıma daha neler gelecek?

Sevdiceğimin gözlerini düşünüyordum, hava kararmaya yüz tutmuştu. Hemen hemen, içimi bi sıcaklık kaplayıp, tam da;

- "Kâfirin gızı, bi insanda bu gadar da güzel göz mü olurmuş, bula bula geldi beni buldu, mecburen yıllardır her gece sarhoşum" kıvamındayken, yanıma gelip selam verdi Derviş İbraam abim;

- Merhaba Gürsel.

- Hoş geldin Dervişim.

****

Kısa sürdü sessizliği.

- Eskiden Orkid yoktu Gürsel.

- Efendim abi?

- Kadın pedi diyom. Yoktu.

- ????????

- Yoktu, yoktu.

Şaşırdım mevzuya.

- Eh yani, yoktur tabi abi. Ne diyim şimdi ben?

- Leydi denen bişey vardı. Ben eczacı kalfasıydım, oradan biliyorum.

- Leydi mi?

- Bilirsin sen de.

- Nerden bilim abi?

- Canım, hiç mi düşünmedin, kadınlar-kızlar ne kullanıyordu?

- Valla abi, benim kız arkadaşım arada bi pamuk almaya gidiyordu. Ayıp bişi olduğunu anlıyordum, ama nasıl soriyim, ne gız bu diye?

- Hadi ulan, amma da cahilmişsin!

****

Yağmur şiddetini arttırıp, cadde iyice ıslandığında, nazlı yârimin saçları geldi gözümün önüne. Derece bakımından;

- "Gâvurun gızı, bi insanda bu gadar güzel saç mı olurmuş, verem olmasam bari ahabu yaştan sonra" aşamasındaydım tam.

Açtı ağzını abimiz;

- Viagra yoktu Gürsel.

- Af buyur abi?

- Viagra diyom. Yoktu.

- Olmaz tabi. Nasıl olsun?

- Bizim eczacı, kafasına göre bişeyler üretir, erkeklere gizlice satardı.

- Var olsun, büyük adammış.

- Eczane dolup dolup taşardı.

- Cennetlik adammış, helal olsun.

- Ben, insanların süklüm püklüm içeri girmesinden anlardım, hemen verirdim o ilaçtan.

- Büyük sevaptır Dervişim, kutlarım seni.

- Bizim eczacı, bunun kadınlar için de bi çeşidini ürettiydi hatta.

- Evliya gibi adammış ya.

- Kadınlar da gelip utana sıkıla isterdi. Kısa zamanda tüm şehirde duyulmuştu.

- Tövbe, vaktiyle, Akp'li belediye başkanlarının ilk icraat olarak şehirleri sabunlu suyla yıkamaları iyi olmuş o zaman abi.

- Hadi ulan oradan, ciddi bişi anlatıyoruz burada.

****

Camlar buharlandı.

Duygularım depreşti tam. Sevdiğimin burnu geldi gözlerimin önüne.

- "Seni domuzun gızı, bi insanda bi burun bu gadar mı güzel dururmuş, kalpten gitmesem bari bu aralar'' vaziyetindeyim.

- O zamanlar sağlık personeli sıkıntılıydı sayıca Gürsel.

- Sağlık olsun Dervişim.

- Kimi olaylara ben de müdahale etmek zorunda kalıyordum.

- Eh yani, şart. Eczacı kalfasıymışsın sonuçta.

- Bi kadın bayıldı bigün eczanenin önünde. 112 falan yok, ben ilgilendim, kolonya-masaj falan.

- Ne iyi etmişsin, sevaptır abi.

- Bi gün de bi adamcaaz öldü yolda. Sedyeye falan koyduk bütün esnaf. Ambulansa koydular, sağ kolu sallanıyordu, sarkmıştı dışarı.

- Belki tam ölmemiştir abi, iyi baktınız mı?

- Yok, be oğlum, son nefesini verdi. Kollarımı öyle bi sıktı ki giderayak. Zor ayırdılar

- Vah be, üzüldüm şimdi.

****

Baktım sohbet koyu. Derviş’in susacağı da yok. Olayın üzerine gitmeye karar verdim, iyice.

- Hiç ölülerin yıkanma anına denk geldin mi abi?

- Ohooo, hem de kaç kez. Bak anlatiyim sana.

- Yok, abi, ne gerek var?

- 1.90'lık heykel gibi bi herif ölmüştü bi gün. Yıkanırken ben de hazır bulundum. İki imam, bi görevli, bi de ben, zor çeviriyorduk rahmetliyi sağa sola.

- ?????????

- Tam çevirirken gurrrrrp diye bi ses oldu Gürsel.

- Rahmetli adam geğirmiştir son kez. Kim bilir ne mesaj vermek istedi insanoğluna. Çok hüzünlü be abi.

- Hayır, be oğlum, midesindeki su yer değiştirirmiş.

- Deme yahu.

- En son popoya pamuk tıkanmasına da yardım ettim.

- Bak o önemli işte.

- Tabi, 4 santim kadar sokulması gerekir. Yoksa olmuyor.

- İyi oldu bunu öğrendiğim abi.

****

Derviş İbraam kalktı gitti sonra.

Neden bunları mevzuu etti, üç gündür bunu düşünüyorum?

****

Farkında diğilim sanmayın, af buyur abi'yi de ilk kez kullandım ömrümde.

Öyleyse 2 olsun;

Af buyrun, ölür gidersem kimse bi yerime bişey tıkamasın.

Vasiyetimdir;

Can dostlarım Depboy’dan Meydan’a yürüyerek indirsin beni yeter.

Hep başım dimdik indim, yine öyle inerim.

Hele bi de yağmurluysa hava, ıslaksa cadde.

Değmeyin keyfime.

****

Üzülmeyin siz de şimdi yahu.

Ölür isem gam yemem, orada bekleyenim var.