ESKİDEN 'BAYRAMLAR' ORTAK PAYDAYDI
YÖNETSEL ERKLER MAZERET ARAMAZDI
Hangi ulusal 'Bayram' olursa olsun;
En coşkulu bir şekilde kutlamanın hazırlıkları yapılırdı...
Hele hele birde davul-zurna varsa;
Protokol koltuğundan kalkanlar, halkla birlikte 'horon' oynardı...
İster '23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı' olsun..
İster '19 Mayıs Gençlik Bayramı' isterse 'Cumhuriyet Bayramı...
'Ulusal Bayramlar' yediden-yetmişe herkesin bayramıydı...
Ve 'bayramlara' katılmamak içinde asla ve asla mazeret aranmazdı...
Tam tersine 'ulusal bayram' heyecanı aylar öncesinden başlardı...
Örneğin;
Kendi 'baba ocağım' Dereli ilçesinde gördüğüm ve yaşadığım 'ulusal bayram' hazırlıklarının ve coşkusunun nasıl yaşandığını paylaşmak istiyorum sizlerle bugün...
Ancak izniniz olursa;
Geçmişte ilçede yaşayan halk üzerinde çok kısa bir durum tespiti yapmak istiyorum..
Şöyle ki;
Dereli ilçesinin merkez yerleşkesi iki dağ arasında sıkışmış bir ilçe olduğu gibi, alan olarak büyüme şansı olmayan bir ilçeydi...
Ekonomik üretim biçimi olarak zayıf ve yerlerde sürünmekteydi...
Siyasi düşünce yolculuğu olarak da daha çok 'sağ' eğilimliydi..
Ancak;
Sosyal yapı, ekonomik profil ve siyasi düşünce yapısı olarak birbirlerinden ne kadar farklı olurlarsa olsunlar...
'Ulusal Değerler' konusunda birdenbire 'tek vücut' olurlardı...
Örneğin;
Yönetsel erkler 'ulusal bayramların' en güzel şekilde geçmesi için haftalar öncesinden hazırlıklarını yapmaya başlardı...
İlçenin giriş yerlerine çiçeklerle süslenmiş 'Taklar' yapardı...
Bayramdan bir gün önce ve akşamı halkın ortak eğlenmesi için;
Yörenin en iyi 'davulcu ve zurnacısıyla' anlaşma sağlardı...
İlçe merkezinde bulunan esnaflar ise;
Bayramdan bir-iki gün önce dükkanının camına veya kapısına irili ufaklı Türk Bayraklarını asardı..
Bayram gününde 'meclislik elbise' dediği takım elbisesini giyer ve kravatını takardı..
Hatta ve hatta bazı durumu iyi olan esnaflar fötr şapkalarını da başlarına koyarak, alıp da takamayanlara hava atarlardı...
Ulusal bayramlardan bir gün önce;
Bayramın yapılacağı belediye meydanına 'konuşma kürsüsü' konularak, ses cihazları yerleştirilirdi...
Öğlen sularına doğru 'davul-zurna' bu meydana gelirdi...
Ve 'davul-zurnacının' çaldığı oyun havasıyla birlikte 'bayram' başlamış olur ve ortalık birdenbire şenlenirdi...
Ve bu coşkulu eğlence gece yarılarına kadar devam ederdi...
Hele hele bu ulusal bayram 'Cumhuriyet' bayramıysa;
Bu 'bayram' yediden-yetmişe herkesin 'bayramı' olduğu için ilçenin esnafları ve protokol zevatı halkla el-ele tutuşur geç vakitlere kadar 'horon' veya 'Giresun Karşılaması' oynardı...
Çünkü;
Gerek 'cumhuriyet yönetimi' olsun...
Gerekse 'cumhuriyetin bayramı' olsun..
Bu 'ulusal bayram' herkesin ortak paydasıydı...
Ve 'bayramların' olmaması 'yapılmaması' içinde asla ve asla ucuz bir mazeret bulmaya çalışmazdı...
Tam tersine;
'Bayram' günü daha önemli bir işi de olsa, işlerini 'bayramdan' sonrasına bırakmanın yollarını arardı...
Çünkü 'Cumhuriyet Bayramı' yediden-yetmişe herkesin kutlaması gereken ortak bir paydaydı...
Son sözler;
Son yıllarda o eski 'ulusal bayram' heyecanından eser kalmadı...
Ve günümüzün yönetsel erkleri tarafından ucuz bahaneler üreterek, ulusal heyecanlar rafa kaldırıldı..
Kalın sağlıcakla..
Görsel bilgi notu;
Bir Cumhuriyet Bayramında, Dereli ilçesinin Belediye Başkanı Ahmet Kahraman ile İlçenin İlköğretim Müdürü Ahmet Aydın, halkla birlikte el-ele tutuşarak 'horon' oynuyorlar...
Yani, cumhuriyet bayramının heyecanını halkla birlikte yaşıyorlar...