İsrail’e karşı başlatılan Aksa Tufanı’nın üçüncü gününde de çatışmalar sürerken, İsrail uçaklarının gece boyunca Gazze Şeridi'nin güney ve kuzeyini vurması sonucu ölü ve yaralı sayısı da artmaya devam ediyor.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 413 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 300 kişinin yaralandığını açıkladı. İsrail basınında ise çatışmalarda 700 İsraillinin hayatını kaybettiği, 2 bin 150 kişinin yaralandığı belirtildi.

Yaşananlara sessiz kalamayan Giresun Anadolu Gençlik Derneği ve Milli Gençlik Vakfı üyeleri, geçtiğimiz gün Sarayburnu Camii önünde bir araya gelerek basın açıklamasında bulundu.

Anadolu Gençlik Derneği’nin Sarayburnu Camii önünde gerçekleştirdiği protestolara çok sayıda vatandaş katıldı. Yapılan basın açıklamasında “Yüz yıla yakın süredir İslam topraklarını işgal ederek, kadın, yaşlı, çocuk demeden katlederek, habis bir kanser gibi büyüyen İsrail, bu sabah pervasız eylemlerinin karşılığını, mutlak başarıya ulaşan aksa tufanı operasyonu ile acı acı tecrübe etmiş oldu. Bir kere daha bu güzel sabahı bizlere bahşeden Allah’a hamd ediyoruz!”

Devam eden basın açıklamasında, “Sivil veya asker fark etmez, tüm İsrailliler, Filistin topraklarında işlenen her suça ve işgale doğrudan ortaktır. Evlerinden kovulan Filistinlilerin mülklerine istilacı böcekler gibi koşuşturarak doluşan genç/yaşlı, kadın/çocuk tüm Yahudiler işgalcidir, zalimdir, katildir. Bu kadar zulme ortak olmalarına rağmen Filistinli kardeşlerimizin büyük bir hassasiyetle merhametli tavırları ortadadır. Bu mesele bahane edilerek ortaya konulmaya çalışılan algı zalimlerin zulümlerini gölgelemeye çalışmaktadır.

On yıllardır, dünyanın her yerinden Filistin’e gelerek ben çalmazsam başka bir Yahudi çalacak diyerek Filistinlilerin hayat hakkını çalan, Kudüs’ün tarihi sokaklarında Filistinli ninelere saldıran, çocuk yaşlarından itibaren silah eğitimleri alan bir topluluk, sivil değildir. Milis kuvvetlerdir.

Kavgayı Ayırdı, Canından Oldu! Kavgayı Ayırdı, Canından Oldu!

Katil İsrail bir yandan tüm dünyanın gözü önünde katliamlarına, saldırılarına, asimile çalışmalarına, işgale ve apaçık zulümlerine devam ederken, diğer yandan İslam ülkeleriyle normalleşme adımları atmaktadır. Başta Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkelerin bu adımları atmaları, elinde binlerce Müslümanın kanı bulunan Netanyahu ile yapılan görüşmeler bizleri bu vebale ortak yapmaktadır.

Büyük İsrail hayalinden vazgeçmeyen, çocuk, genç, yaşlı, kadın demeden her fırsatta vahşetini sergileyen, uluslararası sularda 10 vatandaşımızı katleden İsrail’le normalleşmek, işlenen bütün suçlara fiilen ortak olmaktır.

Atılan yanlış siyasi adımların bedelini Filistin halkı ödemektedir. Müslüman toprağı olan Kudüs’ü başkent olarak ilan eden İsrail, Kudüs’te mahalleleri boşaltmakta, Gazze’de ablukayı sürdürmekte, batı Şeria’da müslümanların arazileri üzerinde yeni yerleşim yerleri açmaya devam etmekte, mescidi aksa’ ya yönelik tecavüzlerini günbegün arttırmaktadır.

Terör devleti İsrail bir taraftan insanlık ve hukuk değerlerini hiçe sayarak işgal ve yıkımlara devam ederken, normalleşme çalışmalarıyla fiillerini meşrulaştırmaya çalışmaktadır.

Eski Amerikan başkanı Trump döneminde, İsrail’in başkentinin Kudüs olarak ilan edilmesi, yüzyılın antlaşması ve İbrahim antlaşması gibi, özelde Filistin’in genelde İslam Dünyası’nın aleyhine olan normalleşme çalışmaları başlatılmıştır.

Daha önce haykırdığımız gibi yine buradan haykırmayı bir vazife biliyoruz:

İsrail’in başkenti ne Kudüs, ne de Tel Aviv’dir. İsrail’in başkenti cehennemin dibidir!” ifadeleri kullanıldı.